bir mektupta biri bana -viva la vida. hatırladın mı?, demişti.
evet hatırladım. benim neyi seveceğimi bilen biriymiş. teşekkür ederim ona burdan. bir gün affederse beni..
düşünmek işe yaradı. bitirmem gereken işlerin farkına vardım. yarın adaya gidiyorum dostlar. belki günübirlik dönerim, belki bi iki gün kalırım. belli olmaz nolacağı. aslında bişey itiraf edeyim mi? ben ahmet talay'dan korkuyorum ya. tamam biliyorum adam sevecen bir adam, tanıyo beni. (hatta galatasaray mezunu, nereyi kazandın dedi, vefa dedim. utandım.) ama adamda bir patronluk var sonuçta. tırsıyorum. dayı yardım et bana!
bu aralar çok fazla tubatuğba'dan bahseder oldum. sanırım çok özledim. duysun sesimi! daha özlediklerim de var. anlarlar beni.
bu arada içimde günlerdir tutamadığım, türevi izleyen bir insan aratan bi haber var. don kişotta var lan o hikaye. başında öyle bi belirtme var mıydı ki?
kahve falımda da çıkmıştı. bölükpörçük düşünceler var kafanda diye. belli, değil mi?