kim istemez mutlu olmayı; ama mutsuzluğa da var mısın?

2 Eylül 2011 Cuma

13 Ekim 2010 Çarşamba

mademoiselle de la mole.

insanlardan nefret etmek beni çok yoruyor. 24 saat yanımda olsa da, yıllar öncesinde kalmış, çook uzaklarda biri olsa da.. sadece nefret etmek yoruyor beni. nefret edememek de benim elimde değil.
sanırım duygularımı yoğun yaşıyorum. çabucak bağlanıp alışıyorum, ama çabucak unutamıyorum olanları. çabucak hayatımdan çıkaramıyorum. bu yazı tek bir kişiye değil. herhangi bir olay! yıllarca hayatımda olan biri ya da tanımadığım biri.. farketmez.
evet, ben güçsüz biriyim.


ben mademoiselle de la mole değilim. yanıldın.

16 Eylül 2010 Perşembe

ya şimdi bu adamı yime de ne yap? hı?

Tarık Akan, (d. Tarık Tahsin Üregül, 13 Aralık 1947), Türk sinema, dizi oyuncusu.[2] Ses Dergisi'nin yarışmasında birinci seçilerek sinemaya girmiştir.

Yıldız Teknik Üniversitesi, Makina Mühendisliği ve Gazetecilik Enstitüsünden mezun oldu. Babası emekli albaydır.

2002 yılında "Anne kafamda bit var" isimli bir kitap çıkarmıştır. 1991 yılında daha önceleri kendisininde okuduğu taş Özel İlkokulu'nu yap işlet devret sistemi ile alarak Özel Taş Koleji'ni kurdu.

Eğitim konusunda da diğer işlerinde olduğu gibi başarılı oldu. Aziz Nesin'in vefatından sonra görevini devir alan oğlu Ali Nesin'den vakıf başkanlığını devir aldı.

Sinemacılığın kötü gittiği 1975-1980'li yıllarda ticari taksi alarak kiralama sistemi ile ticarete devam edip pornografik filmlerde yer almamayı tercih etti.

Yazları fırsat bulduğunda Bodrum Akyarlar'da manço kulüp yanında taştan bir Rum evini restore edip dostlarını da ağırladığı bir yazlık haline getirdi

30 Ağustos 2010 Pazartesi

viva la vida.

bir mektupta biri bana -viva la vida. hatırladın mı?, demişti.
evet hatırladım. benim neyi seveceğimi bilen biriymiş. teşekkür ederim ona burdan. bir gün affederse beni..

düşünmek işe yaradı. bitirmem gereken işlerin farkına vardım. yarın adaya gidiyorum dostlar. belki günübirlik dönerim, belki bi iki gün kalırım. belli olmaz nolacağı. aslında bişey itiraf edeyim mi? ben ahmet talay'dan korkuyorum ya. tamam biliyorum adam sevecen bir adam, tanıyo beni. (hatta galatasaray mezunu, nereyi kazandın dedi, vefa dedim. utandım.) ama adamda bir patronluk var sonuçta. tırsıyorum. dayı yardım et bana!

bu aralar çok fazla tubatuğba'dan bahseder oldum. sanırım çok özledim. duysun sesimi! daha özlediklerim de var. anlarlar beni.
bu arada içimde günlerdir tutamadığım, türevi izleyen bir insan aratan bi haber var. don kişotta var lan o hikaye. başında öyle bi belirtme var mıydı ki?

kahve falımda da çıkmıştı. bölükpörçük düşünceler var kafanda diye. belli, değil mi?

28 Ağustos 2010 Cumartesi

bazı geceler insanlar düşünür.

aslında yapmam gereken çok şey var. örneğin şu ödev! ama neden yapamıyorum? neden bu kadar iradesiz ve sorumsuzum?
küçükken ne kadar kararlıydım, her şeyin daha fazla farkındaydım. daha güçlüydüm. şimdiyse, küçücük çocuk halime özenicek kadar yetersizim.
hayatım karar almakla geçiyor, ve uygulayamamakla. tembelim, iradesizim, güçsüzüm ve sorumsuzum.
kendimi ne kadar da sevmiyormuşum meğer.

okula gitmek istemiyorum. ama istanbula değil okula. çünkü evim güzel evim ve annem mevzusu. ve ayrıca yeni müdür, yatakane durumu ve dersler konusu. sevgili arkadaşım sed ve verdiği kötü haberler 2 gündür kafamı çok bozuyor. ama ne çok. zaten gitmek istemediğim yatakane şu an gözümde cehenneme dönüştü. gerçi sonuçta her duruma alışıyor insan. ama istemiyorum be arkadaş. mezun olsaydım artık şu okuldan iyiydi.

yeni bir site buldum, http://www.aylakadam.org diye. yazılar var. çok inceleyemedim ama hoşuma gitti.

şimdi don kişotumla size veda ediyoruz; çünkü artık sadece sancho panza olabileceğime kanaat getirdim.
iyi geceler.

27 Ağustos 2010 Cuma

i try to be like grace kelly

tanıdığım biriydi, hatta en yakından tanıdığım biriydi. şimdi artık bir yabancı olmuş. yepyeni haliyle görünce garip oluyor.

belki de ben de değişmeliyim, büyümeliyim. ama benim için bu çok zor, çünkü yenilik korkutuyor beni. değişmek kötü olacak gibi geliyor. ama nereye kadar böyle sürdürebilirim ki? hep bu şekilde kalamam ya.

olduğum gibi gözükemiyorum, ya da ne olduğumu bilmiyorum.

oğuz atay ve pablo neruda'ya sevgilerimle..

konusuz, sıkıntısız, tamamen ben.
kendim adıma yaptığım bi şey olarak kalsın bu da.

o zaman
merhaba!